Türk Dil Kurumu’na göre oyunun anlamı: Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence, demektir. Oyun çocuğun dilidir. İfade edemediği durumları çocuğun oyununda görmemiz muhtemeldir. Deprem sonrasında çocukların oyunlarında yıkıcı, kırıcı, kurtarma çalışması, kepçe ile kazma gibi eylemleri gözlemlemiştik. Böylelikle çocuklar yaşadıkları ve anlamlandıramadıkları bu stresli durumu üzerlerinden bir parçada olsa atmaya çalıştılar. Bu yazımızda oyunun teknoloji yönüne değineceğiz.
Teknoloji hayatımıza kısa bir dönem önce girmiş olsa da şu an evlerimizin vazgeçilmezi olmuş durumda. Teknolojinin yararlarını görmezden gelemeyiz ama sınırlar dahilinde ve yararlı amaçlar için kullanılırsa bize artıları olacaktır.
Ailelerin en çok şikayet ettiği durumlardan biri de çocuklarının oyun oynarken saatlerce hiçbir şey yapmadan ekrana kilitlenmesi. Bu durumda çocuklarına yemek yemeyi bile aileler hatırlatıyor. Çocuklar tabletin veya telefonun şarjı bitene kadar o oyunların içine hapsoluyorlar. Ancak batarya için ekranda bir uyarı verilince çocuk yerinden kalkıp şarj aletini alıyor ve şarja takarak kaldığı yerden devam ediyor. Bu durum ilerleyen zamanlarda çocuklarda öfke nöbetlerine dönüşebiliyor. Nasıl mı? Aileler bu durumdan rahatsız oldukları için bir sınırlandırma getirmeye çalışıyor. Bu sınırlandırmayı yaparken her yolu deniyorlar. Çocuğun oyunu bırakması ya da azaltması için saat sınırlandırmasına, oyunu yasaklamaya bazen de elektrikler gitti, internet kesildi vs. gibi kandırma sözlerle çözüm yollarını deniyorlar. Çocuk kendini yerden yere atıp, avazı çıktığı kadar bağırıp ağlıyor. Aile bir süre bunu görmezden gelse de en sonunda dayanamayıp tekrar oyun oynaması için tablet, telefon veya bilgisayarı çocuğuna veriyor. Okul çağındaki bir çocuk aile ile okula gitme konusunda ya da okuldan döndükten sonra ödev yapma konusunda problemler yaşayabiliyor. Çocuk önce oyun sonra ödev yapmak istiyor ama aile bu sonranın bir sınırı olmadığını bildiği için çocukla hergün çatışma içinde oluyor. Bu çatışma ağlama krizlerine dönebiliyor.
Ayrıca bir başka konu olarak ailelerin çocuklarını çok iyi takip etmesi gerekiyor. Sanal alemdeki oyunlarda artık Dünya’nın bir ucundaki insanlarla arkadaş olup, konuşabiliyorsunuz. Çocuklar oyun içerisinde savunmasız oldukları için bu insanlarla iletişime geçebilir. Kötü niyetli insanlarla arkadaşlık kurabilir, ev adresini, okul adresini paylaşabilirler veyahut bu kişiler tarafından tehdit edilip bu durumu sizinle paylaşamayabilirler. Burada aileleri korkutmak gibi bir amacımız olmasa da bu olayların olabilme ihtimalini ailelerin göz ardı etmemesi gerekiyor. Bu yüzden çocuğunuzun oynadığı oyunların içeriğini muhakkak bilin.
Oyunların internete bağlı olması şart değil. Bazı oyunların içeriğinde çocukların yaşlarına uygun olmayan, onları psikolojik, duygusal ve bilişsel olarak etkileyecek karakterler bulunmaktadır. Bu karakterlerden etkilenen çocuklar korktukları için uyku düzenini bozabiliyor ya da tek başına kalmak istemiyor.
Eğer çocuğunuz çok oyun oynuyor ve siz bunu sınırlandıramıyorsanız, sınırlandırmaya çalıştığınızda çocuğunuz öfke nöbetleri geçiriyor ve sizinde tahammül sınırlarınızı zorluyorsa bizlerle iletişime geçebilirsiniz.
Rönesans Ailesi olarak kurumumuzda Kadın & Erkek Psikolog/Oyun Terapisti bulunmaktadır. GAZİANTEP’TE İLK VE TEK UYGULAYICI KURUM olarak 2 Psikolog gözetiminde çocuğunuzu Oyun Terapisine getirebilirsiniz.
Detaylı Bilgi & Randevu için: 0532 131 15 33
